Popüler Başlıklar

REKLAM ALANI

19 Ekim 2013

İmc Tv Röportajı















14 Ekim 2013

9.BATMAN HASANKEYF KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ



13 Ekim 2013

Baba Tahirê Uryan [Baba Tahirê Hemedani]

Kürt geceledim; Arap uyandım! Sözü ile meşhur derviş Baba Tahir Uryan'ın doğum ve hakka yürüme tarihleri tartışmalı olsa da genel kanı 940-1020 yılları arasında yaşadığıdır. İran’ın Lorîstan – Hemedan şehrinde doğmuş, yaşamış ve orada hakka yürümüştür. Türbesi Hemedan'da kendi adıyla anılan bir tepede bulunmaktadır.

      Baba Tahir Uryan bir Yarêsan (Ahle Haq – Taife-i San ) şairidir. Şiirlerini Kürtçenin Lor (Lûrî, Lorî – Goranî) lehçesinde yazmıştır. Bazı şiirleri Yarêsanların kutsal kitabı da denen “Serencam”da yer almıştır.


      Ömer Hayyam’dan 100, Mevlana’dan 250 yıl önce yaşamış bir şair. X. yüzyıl sonları ile XI. yüzyıl başlarında yaşayan, İbn-i Sina’nın çağdaşı, divan sahibi ilk Kürt şairlerinden biri olan ve Kürtçe’nin Lur lehçesiyle yazan Baba Tahir-i Uryan’dır. Kimi Batılı araştırmacılarca Ömer Hayyam’dan daha önemli bir şair olarak kabul edilen Baba Tahir-i Uryan, Ebulvefa-yı Kürdî ve Şems-i Tebrizî ile birlikte Anadolu Aleviliğinde ve kültüründe önemli bir iz bırakmışlardır.
Baba Tahirê Uryan
Çeviri: Kul Seyyid
Her ew ku aşiqê ji can natirse
Aşiq ji zencîr û zîndan natirse
Dilê aşiq weke gurê birçî ye     
Ku ew ji heyheya şivan natirse
Âşık olan canından korkmaz
Zincirden, zindandan korkmaz
Âşığın gönlü aç bir kurt gibidir
Çobanın heyheyinden korkmaz

      Divanı 1927’de Tahran’da, 1989’da Türkçe, 1998 ‘de Kürtçe çevirisiyle Türkiye’de yayımlandı. Baba Tahir Uryan, Anadolu Aleviliği ve şiiri açısından da incelenmesi gereken son derece önemli bir şahsiyettir. Başta Mevlana ve Yunus Emre olmak üzere, Anadolu’da yetişen sonraki mutasavvıf- şairleri, adeta onun devamcısı olarak görürsünüz. Kendisini; “Hemedan’lı beyaz şahinim/ Ben Baba Tahir’im/ Dağda gizli yuvaya sahibim/ Ben ak-pak ve uryanım/ Hemedan’lı Tahir Sultan’ım/ Bin’de bir gelen insanım“ sözleriyle tanımlayan Baba Tahir Uryan; kimi zaman Alevilik felsefesinin özüne iner: “Bir ah çekerim, felek haberdar olur/ Bir ah çekerim, deli gönül del’olur/ Bir ah çekerim, Mansur berdar olur/Ve bir ah çekerim, Mansur “Ene’l- Hak“ olur.

      O, Yunus’tan yaklaşık iki yüz yıl önce şöyle diyecektir: “İstemem cenneti, sen olmayınca/ Nideyim huriyi, periyi sen olmayınca/ Sevinirsem bunlara kâfirim/ Tac’dan daha yücedir, bu dağınık saçım/ Böylece Şah’tan daha bahtiyarım.
      Baba Tahir Uryan’ın şu dizeleri de size Yunus’u ve sonraki Alevi ozanlarını anımsatmıyor mu?: “Elime geçerse eğer feleğin çarkı/ Ona yedi ceddin hesabını sorarım\ Birisinde yüz nimet/ Diğerinde kanlı ekmek/ Sorarım hesabını felekten/ Felekten sorarım hesabını/Bu neden böyledir?”
Lûrî Lehçesi (Baba Tahirê Uryan)
Kurmancî Lehçesine çeviri(Beşîr Botanî)
Me ger şîr û piling î, ey dil, ey dil
Be mu dayim be ceng î, ey dil, ey dil
Eger destem resed xûnet birîcem
Biwînem ta çi reng î, ey dil, ey dil
Me ger şêr û piling î, ey dil, ey dil
D’ gel min her dem li ceng î, ey dil, eydil
Eger dest im giha xûna te d’rêjim
Bibînim ka çi reng î, ey dil, ey dil
Dilem zar û hezîn e, çun nê nalem?
Wicûdem ateşîn e, çun nê nalem?
Be mû waçen kî çun û çend nalî?
Çu mergem der kemîn e, çun nê nalem?
Dil im jar û xemgîn çawan ne nalim?
Hebûn im agirîn çawan ne nalim?
Dibêjne min çawan û çend dinalî?
Ku merg im di kemîn çawan ne nalim?
Dilî şad ez dilî zareş xeber nî
Selametrû zi bîmareş xeber nî
Ne teqsîrî te în resmî qedîm e
Kî azad ez giriftareş xeber nî
Dilê şad ageh ji dilê jar nîne
Kesê xoşrewş ageh ji bîmar nîne
Ne b’nasê te ev wêneyeke kevn e
Ku azad ji dîlî agehdar nîne
Be şû mehwî ruxî mehpare hestem
Be roz ez derd û xem bîçare hestem
Tu darî der mekanî xud qerarî
Mûyem kî der cîhan aware hestem
Bi şev miriyê ruyê mehpare me
Bi roj ji derd û xeman bêçare me
Li şûn û cihê xwe te biryar heye
Ez im ku di cîhanê aware me
Gulistan cayî tu ey nazenînem
Mû der gulxen be xakister nişînem
Çi der gulşen, çi der gulxen, çi sehra
Çu dîde wa kerem ciz te nê wînem
Gulistan cihê te ey nazenîn im
Ez di gulxen û xwelî de dirûnim
Çi di gulşen, çi di gulxen, çi sehra
Ku çavan vedikim her te dibînim
Behar amed be sehra û der û deşt
Cewanî hem beharî bud û biguzeşt
Serî qebrî cewanan lale rûye
Demî kî mehweşan ayen be gulgeşt
Bihar hat, hat ji bo çolê û der û deşt
Biharek bû, ciwanî hat, biguzeşt
Serê gora ciwanan lale zîl dide
Her li dema ku zerî têne gulgeşt
      Yazılı şiirin öncülerinden biri olarak da kabul edilen Baba Tahîr’in gerçek hayatıyla ilgili gerçek bilgilerden çok onun hakkında kaynaklarda sadece söylencelere rastlanıyor. Sokaklarda çırılçıplak gezdiği ve bu yüzden ‘üryan’ lakabını taşıdığı, kendisine ‘meczup’ dendiği ve günlerce aç dolaştığı anlatılsa da bu söylencelerde, bugün onun 1123′te ölen Ömer Hayyam’dan yüzyıl önce, 1273′te ölen Mevlana Celâleddin Rumî’den iki yüz elli yıl önce çok büyük bir dörtlük ustası olduğunu biliyoruz. Felsefi görüşü, imgeleri ve sınırsız doğa algısı ile kendisinden sonra gelen Ömer Hayyam, Yunus Emre, Mevlana Celaleddinî Rumî, Feqîyê Teyran, Melayê Cizîrî ve Ehmedê Xanî gibi birçok şairi etkiledi. 1880 yılında Edvard Fitzgerald adlı oryantalistin bir araya topladığı 260 dörtlük Baba Tahîr Divanı adıyla, önce Tahran’da ardından İstanbul’da yayımlandı.

Dünya Dilleri Arasında Kürt Dilinin Yeri

Birçok dilbilimci ve Kürdologun belirttiği gibi, Kürt dili Hint-Avrupa dil ailesi içinde yer almaktadır. Kürtçe Hint-Avrupa dil ailesinin İranî diller grubunda yer alır. Bu grubun kuzeybatı bölümünde yer almaktadır. Bu dil grubunda yer alan bazı dilleri şöyle sıralayabiliriz:
Farsça, Kürtçe, Belucice, Osetçe, Yexnubçe, Peştûca, Pamirce vd.
Kürt dilinin yerinin iyice bilinmesi için dilleri sınıflandırmakta yarar var. Dilbilimciler, genel olarak dili iki yönden; biçimine (morfolojik) ve akrabalık ilişkilerine (genetik) göre ayırırlar.
a) Biçim bakımından diller Dilbilimciler biçim açısından dili üç gruba ayırırlar.
1) Tek heceli diller: Çin ve Tibet dilleri bu grupta yer alır.
2) Sondan eklemeli diller: Türkçe ve Macarca bu grupta yer alır.
3) Bükümlü diller: Bu grupta Hint-Avrupa ve Sami dilleri yer alır.
Kürtçe de bükümlü bir dil olduğu için, büküm üzerine birkaç şey söylememiz gerekir. Dil bilimciler bükümü şöyle ifade ederler: “Çekim sırasında kökün, özellikle de fiil kökündeki ünlünün değişmesi.”
      Bükümlü diller için Arapça iyi bir örnektir. Arapçada ünsüzler (konsonant) değişmeyip, sözcüğün başına ve ortasına gelen ünlülerden sözcükler oluşur. Örneğin “ktp” ünsüzlerinden kitap, mektep, kâtip vb sözcükler ünlülerin değişmesiyle oluşurlar. Yine “chl” ünsüzlerinden cahil, cehele sözcükleri oluşur. 
      Kürtçede sözcükler yüklendikleri göreve göre değişkenlik gösterirler ve bükülürler. Bu kurala göre, değişiklik bazen fiilin köküne kadar yansır. Örneğin, “kirin” fiili birinci tekil şahıs takısını alıp şimdiki zaman kipine göre çekimlendiğinde, di-k-im (yapıyorum) olur. Bu örnekte görüldüğü gibi, fiil kökünden sadece “k” sesi değişmiyor. Bir başka örnekle, “parastin” (korumak) fiilini şimdiki zaman birinci tekil şahısa göre çekimlediğimizde, ez diparêz-im durumuna geliyor. Ez birinci tekil, yalın şahıs zamiridir; di- şimdiki zaman takısı; parêz,emir halindeki fiil kökü; -im, birinci tekil şahıs zamiri ekidir.
      Aynı fiili di’li geçmiş zamana göre çekimle diğimizde, min parastoluyor. Min, birinci tekil, bükümlü şahıs zamiri; parast, geçmişzaman halindeki fiil köküdür. 
      Örneklerden anlaşıldığı gibi, Kürtçede yalnızca ünsüzler değil, ünlüler de değişip bükülmektedirler. “Parastin” fiili şimdiki zaman kipinde çekimlendiğinde, fiilin kökünde (p a r a s t) bulunan “a” “ê”ye; “s” de “z”ye dönüşüyor. 
      Türkçede çekim sırasında fiil kökü değişmez ve böyle bir vakaya rastlamayız. Örneğin Türkçedeki “gitmek” fiilini değişik zaman köklerine göre çekimlediğimizde, fiilin sonuna birçok çekim eki gelir ama, kurallıolarak bir ünlü veya ünsüz bükümüne rastlamayız. Gittim, gidildi, gidecek, gitmişlerdi: Örneklerde sadece ünsüz yumuşamasına rastlamaktayız. 

b) Akrabalık ilişkilerine göre diller;Akrabalık ilişkilerine göre diller beş gruba ayrılır.
1) Hint-Avrupa dil grubu (İngilizce, Fransızca, Kürtçe, Farsça).
2) Sami dil grubu (Arapça, İbranice, Akatça).
3) Bantu dil grubu: (Orta ve Güney Afrika dilleri).
4) Çin dilleri (Çin ve Tibet).
5) Ural-Altay dil grubu (Fince, Macarca, Türkçe, Moğolca).

      Yukarıda da belirtildiği gibi Kürtçe, Hint-Avrupa dil grubunda (ailesinde) yer alır. Hint-Avrupa dil grubu incelendiğinde, bu gruba dahil dillerde birçok ortak ve yakın sözcük görülür. Bu durum aynı dil grubunda yer alan tüm diller için söz konusudur. Bu yakınlık için, hazırladığımız örnek tabloya bakmakta yarar vardır:
Kürtçe     İngilizce       Almanca      Fransızca     Farsça      Grekçe
Stêr           star               stern                astre             sitare        astron
kurt           short             kurz               court                -                 -
lêv             lip                lippe               levre               leb              -
dilop         drop             tropfen              -                     -                -
nav            name           name               nom               name           -
na/no         no                nein                non                   -                -
tu               -                  du                   tu/te                  -                -
nû/niwe    new              neu                 neu                    -               -
neh           nine              neun              neuf                   -                -
dot           douther           -                     -                      -                 -
bira          brother            -                     -                   brader          -



Bu konuyla ilgili olarak Minorsky(Vladimir Feodoroviç Minorski (Rus: Владимир Фёдорович Минорский, 5 Şubat 1877 - 25 Mart 1966), Kürt ve Fars tarihi, edebiyatı, coğrafyası, kültürü hakkında araştırmalar yapan Rusdoğubilimci.) şöyle der :
    “Kürtçe de Farsça gibi Batı İran dillerinden biridir. Andreas, Salamann, O. Monn, Meillet, Lent ve T. Tedesco da Batı İran dillerinin iki gruba ayrıldığını söylerler. Bunlar Güney ve Kuzeybatı İran dilleridir ki, iki grup da birbirlerinden çok etkilenmişlerdir. 
    Bu etkileşim ve benzerliklere rağmen, günümüz İran dillerinin birbirlerine yabancı gelen birçok özellikleri vardır. Kürtçe ve Farsça özgün niteliklere sahiptirler. Kürtçe Kuzeybatı İran kolunda yer almaktadır.”
        Birçok kişi, Kürtçe ve Farsçada bulunan ortak kelimelerden dolayı, Kürtçeyi Farsçanın bir lehçesi gibi tanımlar. Ama Kürtçeyi yakından inceleyenler bunu kesinkes reddederler. Kürtçe ve Farsça arasındaki bazı ayrılıkları sıralayalım.
Kürtçe ve Farsça Arasındaki Farklılıklar 

      Kürtçe ve Farsçanın ayn ıdil grubunda yer almalarından dolayı birçok yönden benzerlik gösterdiklerini belirtmiştik. Birçok çevre bu konuyu istismar ederek, benzerlikleri siyasal inançlarına, etnik arındırma perspektiflerine malzeme olarak kullanmışlardır. Bu istismar bilimsel bakış açısından son derece uzaktır. Tamamıyla öznel bir durumdur.
      Bu tezi ileri sürenler, Kürtçenin “karma” ve “Farsçanın bozulmuş hali” olduğunu söylerler. Bu nedenle yüzeysel de olsa bu iki dil arasındaki ayrılıklardan söz etmek gerekir.
      En belirgin ayrılık Kürtçede olup da Farsçada olmayan “cinsiyet”liktir. Kürtçeyi Farsçadan ayıran önemli özeliklerden biri olan “cinsiyet” özelliğine çalışmamızın ileriki aşamalarında ayrıntılı olarak değineceğiz.
      Kürtçede iki grup şahıs zamiri bulunmasına rağmen, Farsçada böyle bir özellik görmüyoruz. Bu iki grup şahıs zamiri geçişli fiillerde farklıca kullanılmaktadır. Bu özelliğinden dolayı Kürtçe ergatif bir dildir.
Kurmanci için örnek: Min nan xwar(Ben ekmek yedim). / Ez nên dixwim(Ben ekmek yiyorum).
Kirmancki (Zazaki) için örnek: Min nan werd(Ben ekmek yedim). / Ez nanî wena(Ben ekmek yiyorum).
      Kısacası, Kürtçede şahıs zamirlerinde erillik ve dişillik vardır ama, Farsçada böyle bir durum yoktur. Ayrıca Kürtçede iki grup işaret zamiri vardır. Ama Farsçada böyle bir özellik bulunmaz. 
      Bu iki dilin birçok ayrı özelliğinden söz edebiliriz, ancak biz sözü Vlademir Minorsky’ye bırakırsak daha yerinde olur. Kürdolog Minorsky, Kürtçe ve Farsçanın birbirlerinden ayrıve bağımsız diller olduğunu söyleyerek bu ayrılıkları beş başlık altında toplar.
1) Fonetik bakımdan: Kürt dilinin fonetiği Farsçanınkinden ayrıdır. 
2) Ses değişmeleri: Farsça ve Kürtçede bulunan ortak kelimeler ses bakımından büyük bir değişime uğramışlardır. 
3) Şekil ayrılıkları: Zamirlerden tutalım fiil çekim ve bükümlerine, aitlik takılarından isim tamlamalarına kadar birçok ayrılık mevcuttur. 
4) Sözdizimi farkları: Cümlenin öğelerinin sıralanışı Türkçe ve Farsçadan ayrıdır. Türkçede kurallı cümlelerin yüklemi hep cümle sonuna geliyor. Örnek:
Ben dün Ankara’ya gittim (özne+zarf tümleci+dolaylıtümleç+yüklem).
Aynı cümleyi Kürtçe olarak kuralım:
Ez duh çûm Enqereyê (özne+zarf tümleci+yüklem+dolaylıtümleç). 
5) Kelime ayrılıkları. 

Sonuç 
       Her dilin kendine özgü kuralları, özellikleri ve kalıpları vardır. Diğer dillerden ayrılan farklılıklarının yanı sıra, ortak yanlarıda vardır. Bu ortak kurallar, aynı dil ailesinden olan dillerde çokca görülür. Bundan dolayı bazı dillerin ortak özelliklere ve benzer kurallara sahip olmaları son derece normal ve doğal bir durumdur. 
       Kürtçe, birçok kural, kalıp ve özellikleriyle Farsça, Arapça ve Türkçeden ayrılmaktadır. Sonuç bölümünde, Kürtçe ve Türkçe arasındaki dilbilimsel ayrımlara değinmek istiyoruz. 
       Türkiye’de bazıdilbilimci, siyasetçi, bürokrat, hatta değişik ve ilgisiz mesleklerden pek çok kimse hâlâ Kürtçenin bir dil olmadığınıiddia ederler. Kürt dili hakkında merak sahibi olanların kafasında duru bir düşünce ve yargıoluşabilmesi için, bu iki dil arasındaki birkaç somut farkı şöyle sıralayabiliriz: 
•  Kürtçe Hint-Avrupa dil ailesinde, Türkçe ise Ural-Altay dil ailesinde yer almaktadır. 
•  Kürtçe cinsiyetli (eril-dişil) bir dildir. Türkçede böyle bir özellik yoktur. 
•  Kürtçe bükümlü bir dildir, oysa Türkçe eklemeli bir dildir. 
•  Kürtçede iki grup şahıs ve işaret zamiri mevcuttur. 
•  Türkçe ve Kürtçe tamlamalar birbirlerinin tam tersi bir biçimde oluşurlar. 
•  Kürtçe önden, ortadan ve sondan ek alırken, Türkçe sondan eklemeli bir dildir. 
•  Kürtçede sözcükler iki ve üç ünsüzle (strî, stran vb) başlayabiliyorken, Türkçede sözcük başında birden fazla ünsüz bulunmaz. 
•  Kürtçe ve Türkçe gramer, fonetik, sentaks ve türetme bakımından birbirinden ayrılır. 
Kaynakça:
1) Geniş bilgi için bakınız Varlı, Abdullah; Dîroka Dugelên Kurdan, Derpêç 1, Weşanên Sîpan, İstanbul 1997; Çeliker, Celadet; “Kurtedîroka Alfabên ku Kurdan Bikaranîneî, Zend, İstanbul Kürt Enstitüsü, Sayı2, Yıl 1994. 
2) Aksan, Doğan; Her Yönüyle Dil 1 (Ana Çizgileriyle Dilbilim), Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 1987.
3) Bedirxan, Emir Celadet & Lescot, Roger; Kürtçe Dilbilgisi, Doz Yayınları, beşinci baskı, İstanbul 2000. 
4) Mînorsky, Vladîmîr; Kürtler, Koral Yayınları, İkinci Baskı, İstanbul 1992. 
5) Şerefxanê Bidlîsî, Şerefname, Hasat Yayınları, İkinci Baskı, İstanbul 1998. 
6) Ciwan, Mûrad; Türkçe AçıklamalıKürtçe Dilbilgisi (Kurmanc Lehçesi), Weşanên Jîna Nû, Birinci Baskı, Swêd 1992. 
7) Gökalp, Ziya; Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler, Sosyal Yayınlar, Birinci Baskı, İstanbul 1992. 
8) Hesenpûr, Emîr; Nationalism and Language In Kurdistan, Mellen Research University Press, Kanada 1992. 
9) Ehmedê Xanî, Mem û Zîn, Hasat Yayınları, Üçüncü Baskı, İstanbul 1990

Güncel Başlıklar

Social Icons

Featured Posts