REKLAM ALANI

02 Temmuz 2013

Dengbêjlik: Kürt müziğinin bir özgünlüğü

Dengbêjlik: Kürt müziğinin bir özgünlüğü

Kürt halk müziği dendiğinde ilk akla gelen dengbêjlerdir. Bu da sebepsiz değil elbette. Çünkü dengbêjler ile dengbêjlik geleneği, Kürt müzik tarihinde özel ve özgün bir yere sahiptir. Kökleri Kürt halkının tarihi geçmişine dek uzanan dengbêjler, sadece şarkıcı olmayıp kültür ve sözlü edebiyat taşıyıcılarıdırlar. Onlar tarih yolcusu olup güçlü bir belleğe sahiptirler. Toplumsal hafızadırlar. Bizlerin Homeroslarıdır onlar.

Dengbêjler aynı zamanda destan anlatıcısı, masalcı, vakanüvis, şair, bestekar ve de müzik eserleri üreticisidirler. İnsana dair ne varsa, yaşamda olup biten her şey eserlerinin konularını oluştururlar. Yaşananları ise kendilerine özgü bir biçimde kurgulayarak kitlelere sunar denbêjler.

Diyar diyar gezerler, derlemeler yapıp dağarcıklarını doldururlar. Sonra da onları kendi memleketlerinde veya başka yörelerde söylerler. Bu edimleriyle de eserlerin bütün yurtta yayılmasına vesile olurlar. İşte bundan ötürü, sözlü tarihimiz biraz da dengbêjlere borçludur.


Her ne kadar bugün dengbêjlik kurumu hakkında yeterli ve de derinlikli bilimsel çalışmalardan yoksun olsak da, dengbêjliğin günümüze kadar sürmüş olması nedeniyle bu konuda az çok bilgiye sahibiz.


Güzel sesli gençlerin çırak olarak usta bir dengbêjin yanında uzun bir eğitimden geçtiklerini biliyoruz. Çırakların kendi üstatlarının hizmetlerine koştuklarını, her türlü işlerini gördüklerini dengbêjlerin anlatımlarından öğreniyoruz. Bu durum çırakların kendi repertuarlarını geliştirmelerine, şarkı, müzikli hikaye, destan ve diğer eserleri yeterince ezberleyene, hatta üstatlarının stilini öğrenmelerine veya kendine özgü bir stili yaratmalarına dek devam etmiş ve ancak ondan sonra dengbêj adayları üstatlarından icazet alabilmişlerdir.


Bu çıraklar her ne kadar üstatlarından icazet almış olsalar dahi onların iznini almadan bir mecliste, bir sıra gecesinde şarkı söylemezlermiş. Belirtmek gerekir ki bu divan ve meclisler de genellikle bir beyin, bir ağanın veya ileri gelenlerinki oluyormuş. Zaten Kürt mir ve beylerinin büyük çoğunluğu ünlü dengbêjlere sahipmiş, özel günlerde de bu dengbêjlerini birbirleriyle yarıştırırlarmış.


Dengbêjlerin ekseriyeti okur yazar değil; çoğunlukla erkek olmalarına rağmen, kadın dengbêjler de yok değil ve hatta birçok ünlü erkek dengbêji atışma ve yarışmalarda alt etmeyi de başarabilmişlerdir. Örnek olarak dengbêjlerin piri Evdalê Zeynikê ile kadın dengbêj Gulê’yi verebiliriz.


Dengbêjler ses ustasıdır. Enstrümansız olarak sanatlarını icra ettiklerinden dolayı, güçlü bir ses ve nefese sahiptirler. Dengbêj kılamları, genellikle düzenli bir ritme ve hece sayısına sahip değildir. Uzun mısraları peş peşe ve soluk almaksızın söyleyebilmeleri için de, ses kullanma tekniğine sahipler. Kılam söyleme esnasında nefessiz kalmamaları, uzun soluklu söyleyebilmeleri ve seslerini güzel bir şekilde kullanabilmeleri için, diyaframlarını çalıştırmışlar. Mesela, bunun için bir kamışla herhangi bir kapta bulunan suya üfleyerek, suda kabarcıklar oluşturuncaya dek üfleyip dururlarmış.


Dengbêj şarkı söylemeye başlamadan önce ya elini kulağına götürür ya da işaret parmağını kulak yoluna koyar. Bu şekilde seslerini kontrol edip yankısını dinlerler. Bugün ses sanatçıları sahnede monitörler sayesinde seslerini alabiliyor ve detone olmanın önüne geçip seslerini kontrol edebiliyorlar. Dengbêjler de bunun için, böylesi bir yönteme başvururlar.


Dengbêjler kafa sesiyle söyledikleri için, sesleri kısılmadan, düşmeden günlerce sanatlarını icra edebiliyorlar. Kürt destanlarını söylediklerinde, ki onlar müzikli hikaye formunda olup hem sözle hem de melodi olarak söylenirler, seslerini çok ustaca ve bilinçlice kullanırlar. Sesleri akıcı, tiz, dik ve çıngırak berraklığındadır. Gırtlakları güçlü olup temiz bir biçimde çığırırlar. Kısaca, işlerinin ağırlığı ses üzerinde olduğundan, onlar ses ustası ve ses kullanma üstatlarıdırlar. Sesle oynarlar, seslerini yükseltip alçaltırlar, yayarlar, kısıp açarlar. Seslendirdikleri eserin içeriğine uygun olarak ses renklerini değiştirirler. Seslerini dalgalandırıp gırtlak yaparlar. Aynı şarkıda hem pes hem de tiz sesi de kullanabiliyorlar.


Dengbêjler sanatlarını enstrümansız icra ediyorlardı, lakin yirminci yüzyılın başlarında, özellikle Erivan, Bağdat ve Tahran radyolarının Kürtçe bölümlerinin yayınlarıyla birlikte yeni bir ekol başladı ve dengbêjler de artık müzik enstrümanları eşliğinde eserlerini seslendirmeye başladılar. Buna karşın müzik enstrümanlarını kullanmama geleneği tamamıyla ortadan kalkmamış, bu geleneğe hâlâ sıkı sıkıya bağlı olanların sayısı da az değildir.


Son olarak bir hususu daha belirtelim. 70’li yıllardan sonra Kürt müziğinde bir gelişme yaşandı ve diyebiliriz ki Kürt siyasi hareketi kendi ses sanatçılarını (stranbêjlerini) yarattı, lakin her ne kadar bazı örnekler olsa da gönül rahatıyla kendi dengbêjlerini de yaratmıştır diyemiyoruz maalesef
Zana FARQÎNÎ

0 yorum :

Yorum Gönder